Hasta tabelasını okumuş, sonra da Gunilla'ya yaşlı adamdaki hastalığın ayrıntılarını sormuştu.
Ondan öğrendiğine göre yaşlı adamın beynindeki ur günden güne büyüyor ve baskı yaparak davranış
bozukluklarına yol açıyordu. Gunilla bir sürü tıp terimiyle açıklamaya çalışıyordu durumu: Sol
frontal lobda gliablastom oluşmuştu. Beynin sol yarısında bulunan merkezler bozuluyor, adamın sağ
koluna felç iniyor, motor konuşma kusurları görülüyordu. Hastanın bulantısı ve şiddetli baş ağrısı
vardı. Gunilla bu hastalığın kişilik bozulmalarına, unutkanlığa yol açtığını da eklemişti. Sami'nin
anladığı kadarıyla yaşlı adamın durumu ağırdı. Kortizon vererek ödemi çözmeye çalışıyorlardı.
Elektrosefalografide alfa yerine delta ritmi çıkıyordu. Ağrısı çok artıp konuşma güçlüğü çektiğinde
Gunilla hastaya Fortecortin ve 8090 mg. Prednizolon veriyordu. Bunları alınca biraz rahatlıyordu
yaşlı adam, konuşması geri geliyordu.
Haftada üç kez, yaşlı adamı en alt kattaki kurşun kaplı odaya indirdiklerini görüyordu Sami. Orada
adamın başını mürekkepli kalemle işaretliyorlar, on dakika kadar 4000 radyasyon ışın tedavisi
uyguluyorlardı. Bu seanslardan sonra yaşlı adam bitkin çıkıyordu yukarıya. Tedavi günleri sağlam
hücrelerinde şişme görülüyor, bulantısı artıyor, aşırı bir hassasiyet içinde ağlama, bazen de küfretme
krizlerine giriyordu.